Portekiz kampında yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Fenerbahçe’de Teknik Direktör Jose Mourinho’nun ülkesinin basınından Canal 11’e verdiği röportajın tam hali yayınlandı.
Orkun Kökçü sözleriyle gündemi sarsan Mourinho, aynı röportajda Türkiye’deki deneyimlerinden Viktor Gyökeres’in Premier Lig’e transferine kadar çeşitli konular hakkında konuştu. İşte o gündem olan açıklamalar…
“GYÖKERES VE FENERBAHÇE’YE TRANSFERİ…”
“Viktor Gyökeres harika bir oyuncu. Hiç şüphem yok. Sporting CP onun etrafında çok iyi bir oyun tarzına sahip. Ama İngiltere’ye giderse daha güçlü takımlara, daha iyi oyunculara karşı oynayacaktır ve zorluk çekecektir.”
“Ne yazık ki transfer piyasasında söylenen 3.400 yalandan biri de Gyökeres’in Fenerbahçe’ye gideceğiydi.”
“BENİ MOTİVE EDEN ŞEY…”
“Beni motive eden şey bir sonraki maçı kazanmak isteği. Yaptığım işi gerçekten seviyorum. Devam etmemek, genç hissetmemek için bir sebep bulamıyorum. Bırakma zamanımın geldiğini düşünmemi sağlayacak bir sebep bulamıyorum. Bir koçun sahip olabileceği en iyi aileye sahibim. Beni motive etmeye, önümde çok şey olduğuna ve yapacak çok şeyim olduğuna inanmaya devam ediyorlar.”
“HİÇBİR FARK YOK”
“20 yıl kadar önce başlayan Mourinho ile bugünkü Mourinho arasında hiçbir fark göremiyorum. Sezonlara hazırlanma şeklim, antrenman seanslarım, antrenmanları deneyimleme biçimim, benimle çalışanlarla empati kurmaya çalışmam… Hiçbir fark göremiyorum.”
“GÜNÜMÜZDE TEKNİK DİREKTÖR OLMAK DAHA ZOR”
“Günümüzde bir takımı çalıştırıyor olmak daha zor. Oyun değişti. Kulağa ne kadar basit ve aptalca gelse de her zaman şunu söylerdim: En çok gol atan takım kazanır. Ama artık durum farklı.”
“Kısa bir süre önce bana genç bir antrenörün önemli bir şey inşa etmeyi düşünebilmesi için neyin önemli olduğu soruldu. Cevabım 20 yıl öncekinden tamamen farklıydı. Bugün en gerekli şeyin üst seviyedeki insanlarla çevrili olmak olduğunu söylüyorum.”
“EN ÇOK ALGI YARATAN EN İYİSİ SAYILIYOR”
“Şu an en çok algı yaratan en iyisi sayılıyor. Geçmişte önemli işleri nasıl elde ediyordunuz? Kazanarak. Peki ya şimdi? Sadece algılar… Kazanıyormuş gibi görünmek kazanmaktan daha önemli durumda. İşler kökten değişti.”
“F.BAHÇE BİR İLK”
“Birçok kez kazandım. Fenerbahçe, gerçekten de bir sezonu final oynamadan veya şampiyonluk kazanmadan geçirdiğim ilk kulüp.”
“FUTBOLDA TELİF HAKKI DİYE BİR ŞEY YOK”
“Sosyal medyada bir antrenmanı 10 saniyeliğine yayınlamak yeterli. Futbolda telif hakkı diye bir şey yok. Herkes her şeyi yapabilir. Bu Ancelotti’nin Real Madrid’de yaptığı egzersizin La Liga 3’te yapıldığı anlamına geliyor.”
“YEDEK KULÜBESİNDEN ERKEN AYRILIYORUM ÇÜNKÜ…”
“Şimdilerde ilk yarı bitmeden üç dört dakika önce yedek kulübesinden ayrılıyorum çünkü soyunma odasında, maç sırasında önceden seçtiğim ve oyunculara göstermek istediğim yarım düzine klip elimde oluyor.”
“HAKIMI GİBİSİ ÇOK FAZLA YOK”
“Kaliteli bir bek oyuncusunun gelip içeride oynamasını severim. Bayılırım. Ama bunu kaç kişi yapabilir? Hücumda kendini öne çıkaran Hakimi’yi severim. Bayılırım. Ama Hakimi gibisi çok fazla yok.”
“AMORIM’İN HARİKA BİR POTANSİYELİ VAR”
“Premier Lig tarihinin en kötü Manchester United’ını çalıştırıyor olması ve buna rağmen kendisine güven duyarak Ruben Amorim olmaya devam etmesi onun büyük bir potansiyele ve kişiliğe sahip olduğunun işareti. Harika işler başaracağını düşünüyorum.”
“EMPATİ OLMADAN BAŞARMAK…”
“Empati olmadan başarılı olmanın çok zor olduğunu düşünüyorum. Bana harika bir iletişimci dendiğinde bunu her zaman takdir ediyorum ama harika bir iletişimci olmak tek başına şampiyonluk getirmiyor ve ben 26 tane kazandım.”
“OYUNCU TAKIMDAN ÖNEMLİ OLAMAZ”
Bir oyuncunun takımdan daha önemli olmasına izin veremeyiz. Bu konu benim için pazarlık konusu değil. Ama daha önce çalıştığım bir kulübün böyle düşündüğü oldu. Ve ben kaybettim…”
“BU AÇIDAN HİÇ DEĞİŞMEDİM”
“Patron olduğum için güç sahibi olmayı sevmiyorum, Uzun yıllardır bu işte olduğum veya oyunculardan çok daha fazla kazandığım için güç sahibi olmayı sevmiyorum. Sevdiğim şey, doğal olarak kazandığım bir gücü hissetmek. İnsanların benimle istedikleri her şey hakkında konuşmalarını seviyorum. Bu açıdan hiç değişmedim.”
“MÜKEMMEL MAÇ ÇIKARMAK İMKANSIZ”
“Takımım kaybettiyse asla iyi oynadığını söylemem. Asla. Neyi iyi yaptığımızı ve neyi yapmadığımızı analiz ederiz. Ama kazandığımızda bile iyi ve kötü şeyler olur. Maç sonrası analizini bu günlerde büyük bir rahatlıkla yapıyoruz. Kazanın ya da kaybedin, mükemmel bir maç çıkarmak imkansız.”
“DROGBA VE JOHN TERRY…”
“Çatışma yaşadığım oyuncular en iyileriydi. Gidip zayıfları ezenlerden asla olmadım. Büyük egoları var ama gerçeklik duygusuna sahipler. Bu anlamda en çok keyif aldığım oyuncular Drogba ve John Terry’di. FC Porto oyuncuları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.”
“F.BAHÇE’DE İLK YILIM…”
“Fenerbahçe’de ilk yılım yeni bir dünya keşfetmek gibiydi. Sosyal medyadan yaptığım alaycı paylaşımlar bile bunu insanlara fark ettiremedi. Bugün, deneyimimin yeni sezona daha iyi hazırlanmama yardımcı olup olmayacağını göreceğiz.”
“PORTEKİZ LİGİ REKABETÇİ DEĞİL”
“Portekiz Ligi’nin rekabetçi olduğunu düşünmüyorum. Roma’dan ayrıldığımda altı ay Portekiz’de kaldım ve Benfica ile Sporting’i sık sık alt sıralardaki takımlara karşı izledim. Rekabetçi değil.”
“EŞİTSİZ BİR MÜCADELE”
“Çok eşitsiz bir mücadeleden bahsediyoruz. Braga’nın hak ettiği şekilde büyümeye geçtiği aşikar ancak Sporting, Benfica ve FC Porto’nun hala önemli ölçüde önde olduğunu düşünüyorum.”
“TÜRKİYE’NİN FAVORİ PAZAR OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
“Portekiz’de genç ve yüksek hedefleri olan bir oyuncu olarak, Türkiye’nin favori pazar olduğunu düşünmüyorum. Ama Orkun Kökçü evine gidiyor ve iyi bir maaş alıyor. Ve artık Bruno Lage’yi rahatsız etmiyor.”
“JOTA İLE İKİ KEZ KARŞILAŞTIK”
“Diogo Jota ile iki kez karşılaştık. Onu tanımasam da çok iyi tanıyorum. Herkes o çocuktan sevgiyle bahsediyordu. Gerçekten harika bir çocuk olmalıydı. Bunu hep söylüyorum, umarım bir gün, ama ancak 40-50 yıl sonra, bu şeylerin neden olduğunu anlarım. Anlamak zor.”
