Trabzonspor’un Kamerunlu kalecisi Andre Onana, mütevazı bir yaşamdan Avrupa futbolunun zirvesine uzanan yolculuğunu Trabzonspor Dergisi’ne anlattı. 29 yaşındaki Kamerunlu file bekçisi, samimi açıklamalarda bulundu. Farklı ülkelerde forma giymiş bir oyuncu olarak deneyimlerini kıyaslayan Onana, Türkiye’deki futbol seviyesinin düşündüğünden daha iyi olduğunu söyledi. Başarılı kaleci, “Buradaki kalite gerçekten yüksek, beklediğimden de iyi. Tabii ki maç temposu farklı ama çok iyi takımlar, çok iyi oyuncular var. Türk kulüpleri Avrupa’da maç kazanıyor, seviye gerçekten yüksek. Buradaki hakemlerden bahsetmek gerekirse, onlar hakkında konuşmayı pek sevmem çünkü hayatımın çoğunda kontrol edebileceğim şeylere odaklanırım. Ama dürüst olmak gerekirse, buradaki ilk sürecim için hakemlerden yana çok iyi bir tecrübem olmadı” ifadesini kullandı.
Kalırsam Türkçe öğreneceğim
Tevrübeli isim, kariyeri boyunca gittiği ülkelerin dillerini öğrenmek zorunda olduğunu uzun süre kalması halinde Türkçeyi de öğrenebileceğini dile getirdi. Onana “Bugün birçok dil konuşabiliyor olmak beni gerçekten mutlu ediyor çünkü takım arkadaşlarımla iletişimimi kolaylaştırıyor. Büyük kulüplerde oynadığınızda, çoğu zaman dünyanın dört bir yanından gelen oyuncularla birlikte oluyorsunuz. Onlarla iletişim kurabilmeniz gerekiyor. Benim İngilizce ve diğer dilleri konuşabiliyor olmam da bu iletişimi kolaylaştırıyor. Türkçe benim açımdan en zor dil değil. Muhtemelen en zor olan Felemenkçe’ydi diyebilirim. Burada daha uzun süre kalırsam elimden geleni yapıp öğrenmeye çalışacağım. Zaten birkaç kelime biliyorum, bazı Türk oyuncularla daha önce oynadım çünkü. İnter’de Hakan Çalhanoğlu’yla, İngiltere’de Altay Bayındır’la” dedi.
Kalecilik oyun kurma görevi
Modern futbolda kalecilerin rollerinin son 20 yılda değiştiğini belirten Onana, “Kalecilerin bugün nasıl hareket ettiğine baktığınızda, yıllar öncesine kıyasla çok farklı olduğunu görebilirsiniz. Oyun kurulumunda en önemli şey fırsat, yani elinizdeki opsiyonlar. Takım arkadaşlarınızın size neler sunduğu. Harika ayağınız olabilir ama eğer pas seçenekleri kapalıysa, eğer öndeki oyuncular size kolaylık sağlamıyorsa, işiniz çok zor. Eğer topla çok oynamak isteyen bir takıma sahipseniz, kaleci için oyun kurmak daha kolaydır” ifadelerini kullandı.
Nereden geldiğimi unutmuyorum
Yaklaşık 7 yıl önce kurduğu Onana Vakfı’na ilişkin de konuşan Andre Onana şunları söyledi: “Vakıf kurma fikri Hollanda’da Ajax’tayken doğdu. Nereden geldiğimi unutmuyorum, zorlukları çok iyi biliyorum. Kamerun’da büyürken, birbirimizi desteklemenin önemini öğrendim. Başta Kamerun’daki görme engelli çocuklara yardım etmek istedik ama kısa sürede büyüdük. Şimdi dezavantajlı topluluklara ücretsiz ameliyat ve sağlık hizmeti veriyoruz. Sadece son bir yılda binden fazla operasyon yaptık. Sağlık hizmetlerinin yanı sıra, yetim çocukların eğitimleri ile ilgili de birçok imkan sağlamaya çalışıyoruz. Yılın en başarılı vakfı ödülünü aldık.
Fenerbahçe derbisinde hakemleri öğrendim
Onana, kazanmak için oynadığını ancak kaybettiğinde bunu bir ders olarak gördüğünü belirterek, “Kramponlarımı ya da eldivenlerimi giydiğim her an, kazanmak istiyorum. Çünkü günün sonunda kazanmak için oynuyoruz ve kimseden korkmuyorum; sahaya çıktığımda ya kazanırım ya da öğrenirim. Kendimi kaybeden biri olarak görmüyorum. Kazanamazsam bunu öğrenmek için bir fırsat olarak kabul ediyorum. Bir örnek vereyim; buradaki ilk maçım Fenerbahçe’ye karşı. İyi oynadık ama kazanamadık. Ama bunu kayıp olarak görmüyorum. Yine öğrendim mesela, buradaki hakemlerin nasıl olduğunu öğrendim” dedi. Onana, maç öncesi motivasyonuna ilişkin de “Allah’a inanıyorum, istavroz getiririm her zaman. Ama zaten motivasyonum otomatiktir” ifadelerini kullandı.
Belgesel hastasıyım Osmanlı’yı izliyorum
Onana, futbolcu olmasaydı polis olmayı istediğini belirterek, Türkiye’de de Osmanlı İmparatorluğu’nu izlediğini söyledi. Onana “Çok fazla belgesel izliyorum. Bazen delicesine izliyorum. Osmanlı İmparatorluğu’nu izliyorum şimdi. Çünkü bir ülke barış içindeyse, güvendeyse bu polis ve asker sayesinde. Ama harika bir iş yaptıklarında çabuk unutuyoruz, hata yaptıklarında hepimiz onlara kızıyoruz. Bu bazen benim pozisyonum gibi. İşler iyi giderken, ‘tamam, bunun için maaş alıyorlar’ diyorsun. Ama hata yaptıklarında hepimiz onlara bakıyoruz ve ‘ne yapıyorlar?’ diye soruyoruz” diye konuştu.
Manipülasyonu affetmem
Hayatta dürüstlüğün en önemli değer olduğunu vurgulayan Onana, “Hayatımda affetmeyeceğim şey manipülasyon. İşler iyi gitmiyorsa, sadece gerçeği söyleyin. Ama oyunlar oynamaya başlarsanız ve insanları manipüle etmeye çalışırsanız bundan nefret ederim. Birisi böyle olduğunda saklamam, direkt yüzüne söylerim, İnsanız, yanılabilir, hata yapabiliriz. Ama hata yapan manipüle etmeye çalışırsa, bu benim için hayattaki en kötü şey” ifadesini kullandı.
Her şeyi ülkeme borçluyum
Fakir bir ailenin çocuğu olarak başladığı yaşam yolculuğunu anlatan Onana, “Kamerun’daki çoğu çocuk gibi zor şartlarda büyüdüm ama orası bana kim olduğumu öğretti. Barcelona, Ajax, İnter, Manchester ve şimdi Trabzonspor. Gerçekten harika bir kariyer oldu. Geriye dönüp baktığımda, ülkeme her şeyimi borçlu olduğumu görüyorum” dedi.
Takım için en iyisini yaparım
Kendisi için önemli olanın takım için en iyisini yapmaya çalışmak olduğuna vurgu yapan başarılı eldiven, “Eğer oyun kurmam gerekiyorsa, önce analiz ederim. Rakip baskı yapıyor mu, kanat oyuncusuyla mı baskı yapıyor, santrforla mı baskı yapıyor, yoksa stoperleri mi öne çıkıyor? Bunlar, top ayağımdayken görmem gereken şeyler. Rakibin nasıl hareket ettiğini takip ederim ve seçeneklere bakıp kararımı veririm.” diye konuştu.
